Dünyaya Bakış
Dünyaya Bakış
▪ “Yaşamla ilgili bilgimizi zenginleştiren evrim, çok sayıda bilimsel kanıtla desteklenmektedir ve bir gerçek olarak görülmelidir” (PAPA XVI. BENEDICTUS).
▪ “Minneapolis’teki [Minnesota] 40 yıllık bir köprü, trafiğin en yoğun olduğu saatte aniden 20 metre aşağısında bulunan Mississippi Irmağına çöküp [13 kişinin] ölümüne yol açınca, . . . . yetkililer . . . . ABD’deki ‘yapı sorunu olan’ yaklaşık 74.000 köprüyü kontrol etmek ve onarmak için gerekli parayı bulmak amacıyla seferber oldu” (THE WEEK, ABD).
Çoğunluk Yasaları Çiğniyor
Londra’da yayımlanan Times gazetesi, “‘çoğunluk yasalara uyuyor’ görüşü kulağa hoş gelen bir inanış olsa da asılsızdır” diyor. “Britanyalıların çoğu, sadece istediği yasalara, sadece istediği zaman uyduğunu kabul ediyor.” Londra’daki King’s College’in Suç ve Adalet Araştırmaları Merkezinde yapılan araştırmalar, yasaları çiğneyen kişilerin çoğunun toplumun “saygın” kesiminden geldiğini gösteriyor. Araştırmaya katılanların üçte biri yaptığı harcamaların vergisinden kaçmak için nakit parayla ödeme yaptığını, üçte biri para üstünü fazla aldığında geri vermediğini, beşte biri de işyerindeki gereçlerden çaldığını kabul etti. Araştırmacılar bu tür davranışların “toplumun ahlak durumunun ne kadar kötü durumda olduğunu, şiddet olaylarından ve sokakta işlenen suçlardan belki de daha net ortaya serdiği” sonucuna varıyor.
Nükleer Silahlar “Tanrı’nın Kontrolünde” mi?
Rus Ortodoks Kilisesi, Rusya’nın nükleer cephanesini oluşturmaktan ve korumaktan sorumlu erkek ve kadınların yaptığı işi kutsadı. Moskova’daki Kurtarıcı Mesih Katedrali’ndeki bir ayin sırasında okunan ve Krasnaya Zvezda gazetesinde yayımlanan mesajda Rus Ortodoks patriği II. Aleksey şöyle dedi: “Sizin tarafınızdan oluşturulan ve size emanet edilen nükleer silahların her zaman Tanrı’nın kontrolünde kalması ve sadece caydırma ve misilleme yapma amacıyla kullanılması için Tanrı’ya . . . . dua ediyorum.”
Eski İsrail’de Bal
Kudüs İbrani Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü şöyle bildiriyor: “Mukaddes Kitabın İsrail’le ilgili ‘süt ve bal diyarı’ (ya da en azından bal diyarı) tanımlamasını destekleyen bir arkeolojik kanıt bulundu.” İsrail’in Beyt Şean Vadisi’ndeki Tel Rehov’da bulunan bu kanıt, en az üç kattan oluşan, silindir biçiminde, üç sıra halinde kil arı kovanlarından oluşuyor. Rapora göre “MÖ 10. yüzyıl ila 9. yüzyılın başlarına” ait olan bu koloninin “yaklaşık 100 kovanı vardı.” Arıcılar orada yılda “yarım ton bal” üretilmiş olabileceğini tahmin ediyor.
Önce Hayvanlar
İnternette yapılan bir ankete göre “her dört Avustralyalıdan biri, evlerinde besledikleri hayvanın ailelerinin en değerli üyesi olduğunu, hatta eşlerinden ya da ana babalarından bile daha değerli olduğunu söylüyor” (The Sydney Morning Herald). Avustralya’daki bir mali hizmetler şirketi tarafından düzenlenen bu ankete katılan her üç kişiden biri, “ev hayvanına, kişisel tıbbi ihtiyaçlarına olduğundan daha fazla zaman ayırıyor ve para harcıyordu.” Hayvanlara uygulanan tıbbi işlemlerin arasında magnetik rezonans (MR) yöntemiyle görüntüleme, endoskopik cerrahi, kemik nakli, kemoterapi, organ nakli, kalçaya protez takma, hatta beyin ameliyatı bulunuyor.