Bağlandı!
Bağlandı!
● Şu senaryoyu gözünüzde canlandırın. Teknolojiye ayak uydurmadığı için insanlar Sam’le alay ediyordu. O, ailesi ve arkadaşlarıyla bağlantı kurmasını kolaylaştıracak yeni bir teknolojiden yararlanmayı yıllardır reddediyordu. Oysa Sam’in genç yaştaki çocukları da dahil çevresindeki herkes bundan yararlanmak istediğini söylüyordu. Sam 16 yaşındaki kızına şöyle dedi: “İnsanların birbiriyle yüz yüze konuştuğu günleri özlüyorum!”
Sonra Sam bu konudaki tutumunu düşünmeye başladı. Yıllardır görmediği ve konuşamadığı insanlar aklına geldi. Akrabaları öyle yoğundu ki artık hiç görüşemiyorlardı. Sam kendi kendine, “Tüm bu insanlarla bağlarımı koparmak istemiyorsam artık bu yeni teknolojiden ben de yararlanmalıyım” dedi ve sonunda o da “Bir telefon alsam mı?” diye düşünmeye başladı. Bu senaryo 20. yüzyılın ortalarında, Amerika Birleşik Devletleri’nin kırsal bir bölgesinde geçiyordu.
Şimdi senaryoyu hızla ileri saralım ve 2012 yılına gidelim. Sam’in torunu Nathan, on yıl önce dünyanın diğer ucuna taşınan yakın arkadaşları Roberto ve Angela’yla telefonda konuşmayı henüz bitirmiştir. Nathan kendi kendine, “Vay be! Zaman ne çabuk geçiyor” diyor.
Nathan yıllardır, uzaklara taşınan akrabaları ve arkadaşlarıyla ara sıra telefonda konuşuyor ve bu ona yetiyor. Fakat, genç yaştaki çocukları da dahil sanki herkes iletişim kurmak için artık sosyal paylaşım sitelerini kullanıyor.
Nathan teknoloji çağına ayak uydurmadığı için çevresindekiler onunla alay ediyorlar. Şunları söylüyor: “Telefonla konuşarak karşımdakinin sesini duyduğum günleri özlüyorum.” Ancak Nathan şöyle düşünmeye başladı: “Tüm bu insanlarla bağlarımı koparmak istemiyorsam artık bu yeni teknolojiden ben de yararlanmalıyım.”
Sizin de aynı şeyleri düşündüğünüz oldu mu? İnsan, doğası gereği başkalarıyla iletişim kurmak ister (Başlangıç 2:18; Özdeyişler 17:17). Günümüzde birçok kişi bunun için sosyal paylaşım sitelerini kullanıyor. Peki bu teknoloji hakkında neler bilmelisiniz?