Nisan 2010’da bir petrol platformunda meydana gelen kazanın ardından çok büyük miktarda petrol ve gaz, yaklaşık üç ay boyunca denize aktı. Olaydan iki buçuk ay sonra, araştırmacılardan oluşan bir ekibin yaptığı çalışma sonucunda çevre kirliliğine yol açan bazı maddelerin kaybolduğu fark edildi. Araştırmacılara göre bunun nedeni, metanla beslenen bakterilerdi. Ancak bazı uzmanlar buna şüpheyle bakıyor. Onlar petrolün büyük kısmının okyanusun dibine çöktüğüne inanıyor.

Bir araştırmaya göre 18 ila 35 yaşlarındaki Rusların yüzde 59’u, “hayatta başarılı olabilmek için ahlak standartlarını ara sıra çiğnemek gerektiğine” inanıyor (Rossiiskaya Gazeta).

Şimdiye kadar bulunan en eski mısırkoçanları (yukarıda gösterildiği gibi), kuzey Peru’da yaşayan insanların en az 3.000 yıl önce patlamış mısır ve mısır unu yaptıklarını gösteriyor.

Adria-Rovigo’nun Katolik piskoposu Lucio Soravito De Franceschi, dinsel bir mesajı insanlara duyurmak için onlarla, yaşadıkları yerde “doğrudan görüşmek” gerektiğine inanıyor. Şöyle diyor: “Papazlık görevini yerine getirmemiz için kilisedeki çanları değil, kapılardaki zilleri çalmalıyız.”

Tedavi amacıyla kullanılan gergedan boynuzunun bir kilogramının piyasa değeri 65.000 dolara kadar çıktı. 2011’de, sadece Güney Afrika’daki kaçak avcılar 448 gergedanı katletti. Bu boynuzların peşinde olan çeteler, Avrupa’daki müzeleri ve müzayede salonlarını soydular. Avrupa’daki hayvanat bahçelerinde bulunan gergedanların bile tehdit altında oldukları düşünülüyor.