İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

Yehova Beni Çocukluğumdan Beri Eğitti

Yehova Beni Çocukluğumdan Beri Eğitti

Yaşam Öyküsü

Yehova Beni Çocukluğumdan Beri Eğitti

ANLATAN RICHARD ABRAHAMSON

“Ey Allah, çocukluğumdan beri bana öğrettin; ve şimdiye kadar senin şaşılacak işlerini bildirdim.” Mezmur 71:17’deki bu sözlerin benim için neden özel bir anlamı olduğunu şimdi size anlatacağım.

ANNEM Fannie Abrahamson, 1924’te, o zamanlar Mukaddes Kitap Tetkikçileri adıyla tanınan Yehova’nın Şahitleriyle bağlantı kurmuştu. O sırada bir yaşındaydım. Annem Mukaddes Kitap hakikatleri hakkında onlardan ne öğrenirse hemen koşup komşulara anlatıyordu. Ayrıca bunları bana, ağabeyime ve ablama da öğretiyordu. Ben daha okuma öğrenmeden annem bana Tanrı’nın Gökteki Krallığının getireceği nimetleri anlatan birçok ayet ezberletmişti.

1920’li yılların sonlarında, doğup büyüdüğüm Oregon eyaletinin (ABD) La Grande kentinde, Mukaddes Kitabı tetkik eden bizler, sadece birkaç kadın ve çocuktan oluşan bir gruptuk. Diğer Şahitlerin bulunduğu yerlerden çok uzakta yaşıyorduk, ama yılda bir iki kez, o zamanlar pilgrim denen seyahat eden vaizler tarafından ziyaret ediliyorduk. Onlar bizim için teşvik edici konuşmalar yapıyor, bizimle evden eve hizmetinde çalışıyor ve çocuklarla sevgiyle ilgileniyorlardı. O sevgili kardeşler arasında Shield Toutjian, Gene Orrell ve John Booth da vardı.

Mukaddes Kitap Tetkikçilerinin Yehova’nın Şahitleri adını aldığı 1931 yılında Columbus Ohio’da yapılan bölge ibadetine grubumuzdan kimse katılamadı. Fakat o bölge ibadetine katılamamış cemaatler ve bir cemaate bağlı olmayan gruplar, bu yeni isimle ilgili kararı benimsemek üzere, aynı yılın Ağustos ayında yerel olarak toplandılar. La Grande’deki küçük grubumuz da bunu yaptı. Sonra, 1933’te, The Crisis başlıklı küçük kitabın dağıtım kampanyası düzenlendi. O kampanyada, Mukaddes Kitaba dayalı bir konu sunduğumu ve hayatımda ilk kez tek başıma evden eve şahitlik ettiğimi hatırlıyorum.

Faaliyetimize gösterilen muhalefet, 1930’lu yıllarda giderek arttı. Muhalefete rağmen işimizi sürdürebilmek için, cemaatler küçük gruplara bölünerek toplantılar yaptılar ve yılda bir iki kez grup kampanyaları denen özel vaaz etme faaliyetlerine katıldılar. O toplantılarda vaaz etme yöntemleri ve polis müdahalesinde memurlara nasıl saygılı davranacağımızı öğrendik. Bizler sık sık sulh ya da ağır ceza mahkemelerine çıkarıldığımızdan, “Yargılanırken” başlıklı bir talimatnameden duruşma sırasında neler söyleyeceğimizin provasını yapıyorduk. Bunun muhalefete rağmen işimizi sürdürmemize büyük yardımı oldu.

Hakikatte İlk Yıllarım

Mukaddes Kitap hakikatlerine takdirim artıyor ve Mukaddes Kitaba dayanan, Tanrı’nın Gökteki Krallığının yöneteceği yeryüzünde sonsuza dek yaşama ümidim kuvvetleniyordu. O zamanlar, gökte Mesih’le birlikte hüküm sürme ümidi taşımayanların vaftiz edilmesinin gereği üzerinde pek durulmuyordu. (Vahiy 5:10; 14:1, 3) Bununla birlikte, bana Yehova’nın isteğini yapmaya yürekten kararlıysam, vaftiz edilmemin yerinde olacağı söylendi. Ve 1933 yılının Ağustos ayında vaftiz edildim.

Ben 12 yaşındayken, topluluk önünde iyi konuştuğumu düşünen öğretmenim, annemi bana özel ders aldırmaya teşvik etti. Annem, bunun Yehova’ya daha iyi hizmet edebilmeme yardımcı olabileceğini düşündü. Böylece bir yıl boyunca eğitmenimin çamaşırlarını yıkayarak ders ücretlerimi ödedi. Aldığım bu eğitim ileride hizmetimde bana çok yararlı oldu. On dört yaşında ateşli romatizmaya yakalandığımdan bir yılı aşkın bir süre okula gidemedim.

Bir öncü olan Warren Henschel 1939 yılında sahamıza taşındı. * O, ruhi bakımdan benim için bir ağabey gibiydi; beni uzun saatler boyunca tarla hizmetine çıkarıyordu. Çok geçmeden, onun yardımıyla tatil öncülüğüne –kısa süreli öncülük hizmetine, yani günümüzdeki adıyla öncü yardımcılığına– başladım. O yaz grubumuz teşkilatlandırıldı ve bir cemaat haline getirildi. Warren cemaat hizmetçisi, ben de dergi tetkik idarecisi olarak atandım. Warren Yehova’nın Şahitlerinin New York, Brooklyn’deki uluslararası merkez bürolarında, Beytel’de hizmet etmek üzere şehrimizden ayrıldığında, ben cemaat hizmetçisi oldum.

Öncülüğe Başlayışım

Cemaat hizmetçisi olarak sorumluluğum arttıkça, daimi öncülüğe başlama arzum daha da kuvvetlendi. Liseyi bitirince, 17 yaşında bu hizmete başladım. Babam bizimle aynı dinsel inançları paylaşmıyordu, ama ailesine iyi bakan ve yüksek ilkeleri olan bir adamdı. Üniversite hazırlık sınıfına gitmemi istiyordu. Bu isteğine rağmen, oda ve yemek paramı kendim sağladıkça, istediğimi yapabileceğimi söyledi. Böylece, 1 Ekim 1940’ta öncülüğe başladım.

Evden ayrılırken annem bana, “bütün yüreğinle RABBE güven, ve kendi anlayışına dayanma; bütün yollarında onu tanı, O da senin yollarını doğrultur” diyen Süleymanın Meselleri 3:5, 6’yı okuttu. Gerçekten de kendimi her zaman Yehova’nın eline bırakmanın büyük yararını gördüm.

Çok geçmeden, Joe ve Margaret Hart’la birlikte, Washington eyaletinin orta kesiminin kuzeyinde hizmet etmeye başladım. O sahada, küçük kasaba ve köylerden başka, sığır ve koyun çiftlikleri, Kızılderililere ayrılan araziler gibi çok çeşitli yerler vardı. 1941 yılının ilkbaharında, Washington, Wenatchee’deki cemaate, cemaat hizmetçisi olarak atandım.

Washington, Walla Walla’daki büyük ibadetlerimizden birinde, teşrifatçı olarak görevlendirilmiştim. Genç bir kardeşin hoparlör sistemini bir türlü çalıştıramadığını görünce, ona görevlerimizi değiştirmeyi teklif ettim. Böylece birbirimizin yerine geçtik. Bölge hizmetçisi Albert Hoffman yanıma gelip benim görevimi değiştirdiğimi görünce, dostça gülümseyerek, talimat verilmedikçe herkesin kendi görevinde kalmasının önemini açıkladı. Onun bu öğüdünü hiç unutmadım.

1941 yılının Ağustos ayında St. Louis, Missouri’de çok büyük bir bölge ibadeti yapılması planlanıyordu. Joe ve Margaret Hart kamyonetlerinin kasasının üstünü örtüp içine banklar yerleştirdiler. Dokuz öncü bu kamyonetle St. Louis’e kadar 2.400 kilometre yol katettik. Yolculuğumuz, dönüş de dahil yaklaşık iki hafta sürdü. Polis tahminlerine göre, o ibadete doruk olarak 115.000 kişi katılmıştı. Katılanların gerçek sayısı kuşkusuz 115.000’den azdı, ama o tarihlerde Amerika Birleşik Devletleri’nde 65.000 kadar Şahit bulunduğuna göre, bu sayı Şahitlerin sayısından kesinlikle fazlaydı. O ibadet bizler için gerçekten ruhen çok yüreklendirici oldu.

Brooklyn’deki Beytel Hizmetim

Wenatchee’ye döndükten sonra, Brooklyn’deki Beytel’de çalışmak üzere bir davet mektubu aldım. 27 Ekim 1941’de oraya vardığımda, beni matbaa sorumlusu Nathan H. Knorr’un ofisine götürdüler. O bana Beytel’in nasıl bir yer olduğunu nezaketle açıklayarak, Beytel yaşamında başarılı olabilmek için Yehova’ya sımsıkı bağlı kalmanın önemi üzerinde durdu. Sonra Nakliye Departmanına götürüldüm ve orada gönderilecek yayınları paketleme işinde çalışmaya başladım.

Bütün dünyadaki Yehova’nın Şahitlerine önderlik eden Joseph Rutherford 8 Ocak 1942’de öldü. Beş gün sonra, teşkilatın idare kurulu onun yerine Knorr biraderi tayin etti. Teşkilatın uzun zamandır mali sekreteri olan W. E. Van Amburgh bu tayini Beytel ailesine ilan ederken şunları dedi: “C. T. Russell’ın 1916 yılında öldüğü ve yerine J. F. Rutherford’un tayin edildiği zamanı hatırlıyorum. Efendimiz İsa, o günden bu güne işini yönetmeye ve başarılı kılmaya devam etti. Şimdi Nathan H. Knorr’un başkan olmasıyla işin daha da ilerleyeceğine kesinlikle inanıyorum, çünkü bu bir insanın değil, Efendimizin işi.”

Şubat 1942’de “Teokratik Hizmette İlerleme Kursu”nun başlayacağı ilan edildi. Bu kurs, Beytel’de yaşayanları, Mukaddes Kitaptaki konular üzerinde araştırma, malzemelerini uygun şekilde düzenleme ve etkili bir şekilde sunma becerilerini geliştirmeleri yönünde eğitmek amacıyla düzenlenmişti. Çocukluk yıllarımda topluluk önünde konuşma dersleri almış olmamın yardımıyla, bu kursta hızla ilerleme gösterebildim.

Çok geçmeden, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Şahitlerin çalışmalarının gözetiminden sorumlu Hizmet Departmanına atandım. Aynı yıl daha sonra, vaizlerin cemaatleri ziyaret etmeleri yönünde yeniden bir program başlatılmasına karar verildi. O zamanlar, ‘kardeşlerin hizmetçileri’ diye adlandırılan o seyahat eden vaizlere, sonradan çevre nazırı dendi. 1942 yılının yazında, Beytel’de kardeşleri bu hizmet dalında eğitmek için bir kurs açıldı ve ben de o kursta eğitim görme ayrıcalığına sahip oldum. Eğitmenlerimizden biri olan Knorr biraderin şu noktaya dikkatimizi çektiğini özellikle anımsıyorum: “İnsanları hoşnut etmeye çalışmayın. Çünkü en sonunda hiçbir insanı hoşnut edemediğinizi görürsünüz. Yehova’yı hoşnut edin, böylece O’nu seven herkesi de hoşnut edersiniz.”

Seyahat etme işi Ekim 1942’de yürürlüğe kondu. Beytel’den kimimiz bazı hafta sonları bu işe katıldık ve New York’un çevresindeki 400 kilometrelik bir alan içindeki cemaatleri ziyaret ettik. O cemaatlerin vaaz etme faaliyetini, ibadetlere katılım oranını gözden geçirdik, cemaatte sorumluluk üstlenenlerle toplantı yaptık, konuşmalar yaptık ve yerel Şahitlerle tarla hizmetine çıktık.

1944’te, Hizmet Departmanından, altı aylık bir dönem için seyahat etme işine gönderilenlerden biri olarak, Delaware, Maryland, Pennsylvania ve Virginia’da hizmet ettim. Daha sonra, birkaç ay boyunca Connecticut, Massachusetts ve Rhode Island’daki cemaatleri ziyaret ettim. Beytel’e döndükten sonra, Knorr birader ile sekreteri Milton Henschel’in ofisinde yarım gün çalışmaya başladım ve orada dünya çapında yaptığımız iş hakkında bilgi edindim. Ayrıca, yarım gün de, W. E. Van Amburgh ve yardımcısı Grant Suiter’in gözetimindeki mali işler ofisinde çalıştım. Sonra, 1946’da Beytel’deki bazı ofislerin sorumlusu oldum.

Yaşamımda Büyük Değişiklikler

1945 yılında cemaatlere hizmet ederken, Rhode Island eyaletinin Providence kentinde Julia Charnauskas’la tanıştım. 1947 yılının ortasında, evlenmeye karar verdik. Beytel hizmetini çok seviyordum, fakat o zamanlar evlenenlerin eşleriyle birlikte Beytel hizmetine devam etmeleri yönünde bir düzenleme yapılmamıştı. Bu nedenle, 1948’de Beytel’den ayrılıp Julia ile evlendim. Providence’da, bir süpermarkette yarım günlük bir iş buldum ve Julia’yla birlikte öncülüğe başladık.

Eylül 1949’da, Wisconsin’in kuzeybatısındaki çevrede hizmet etmeye davet edildim. Süt üretimiyle tanınan bu eyaletin küçük kasabaları ve kırsal alanlarında vaaz etmek hem Julia hem de benim için büyük bir değişiklikti. Kışlar uzun ve soğuk geçiyordu, ısı haftalarca eksi 20 derecenin altında kalıyor ve çok kar yağıyordu. Otomobilimiz yoktu. Bununla birlikte, her zaman biri bizi otomobiline alarak gideceğimiz cemaate götürüyordu.

Çevre hizmetine başlamamdan kısa bir süre sonra çevre ibadeti yaptık. Bütün çalışmaların iyi yapılıp yapılmadığını titizlikle kontrol etmemin bazılarını biraz sinirlendirdiğini hatırlıyorum. Bu nedenle, bölge nazırımız Nicholas Kovalak kibarca bana, oradaki kardeşlerin her şeyi kendi bilgileri doğrultusunda yapmaya alışmış olduklarını ve benim her ayrıntıyla ilgilenmem gerekmediğini söyledi. Bu öğüt, bana o zamandan beri birçok görevimde yardımcı oldu.

1950’de geçici bir görev aldım. Sonraki birçok uluslararası ibadetin ilki olup Yankee Stadyumu’nda (New York) yapılacak olan ibadete katılacak delegelere yatacak yer ayarlanmasına nezaret ettim. Yankee Stadyumu’ndaki uluslararası ibadet baştan sona heyecan verici oldu; 67 ülkeden delegeler geldi ve katılanların sayısı 123.707’ye ulaştı! O uluslararası ibadetten sonra, Julia’yla çevre hizmetimize yeniden döndük. Bu hizmetten çok memnunduk. Ama yine de, her hizmeti yapmaya hazır olmamız gerektiğini düşünüyorduk. Bu nedenle, her yıl hem Beytel hizmeti hem de Gilead programı için başvuru formları dolduruyorduk. 1952’de, özel bir eğitim görmek için Gilead programının 20. dönemine davet edilince çok sevindik.

Yurtdışındaki Hizmetimiz

1953’te bu programı bitirince Britanya’ya tayin edildik ve ben İngiltere’nin güneyinde bölge hizmetinde çalışmaya başladım. Julia ve ben bu hizmetten çok zevk alıyorduk; ama daha bir yıl bile dolmadan Danimarka’ya tayin edilince çok şaşırdık. Danimarka bürosunda gözetim işine bakacak yeni birine ihtiyaç vardı. Danimarka’ya yakın bir yerde bulunduğumdan ve Brooklyn’de zaten bu işin eğitimini almış olduğumdan, yardıma gönderildim. Bir feribotla Hollanda’ya geçtik ve oradan da trenle Danimarka’ya, Kopenhag’a gittik. 9 Ağustos 1954’te oraya vardık.

Orada sorumlu konumdaki birkaç kardeş, Brooklyn’deki merkez bürodan gelen talimatları dinlemiyordu; halledilmesi gereken sorunlardan biri buydu. Ayrıca, yayınlarımızı Dancaya çeviren dört tercümandan üçü Beytel’den ayrılmıştı. Onlar daha sonra Yehova’nın Şahitleriyle de ilişkilerini kestiler. Yehova dualarımızı yanıtladı. Eskiden haftanın bazı günleri çeviri işimizde çalışmış olan iki öncü, Jørgen ve Anna Larsen artık tam gün bizimle çalışmaya başladılar. Böylece dergilerimizin Dancaya çevirisi tek bir sayı bile aksamadan devam etti. Larsen’lar hâlâ Danimarka’daki Beytel’deler ve Jørgen Temsil Heyeti koordinatörü olarak hizmet ediyor.

Knorr biraderin düzenli ziyaretleri o yıllarda bizim için gerçek bir teşvik kaynağıydı. Her birimizle tek tek konuşmak için zaman ayırır, sorunların nasıl ele alınması gerektiğini gösteren tecrübeler anlatırdı. Onun 1955’teki ziyaretinde, Danimarka için dergi çıkarabilmek amacıyla, basım tesisleriyle yeni bir büro inşa etmemiz kararlaştırıldı. Kopenhag’ın kuzeyindeki dış mahallelerden birinde bir arsa satın alındı ve 1957 yazına doğru yeni inşa edilen binaya taşındık. Kısa bir süre önce Gilead’ın 26. dönemini bitirip Danimarka’ya gelmiş olan Harry Johnson ile eşi Karin, basımevimizin kurulmasına ve işletilmesine yardımcı oldular.

Danimarka’da büyük ibadetler yapabilmek için teşkilatlanma açısından kendimizi geliştirdik. Amerika Birleşik Devletleri’nde büyük ibadetler için çalışırken edindiğim deneyim orada çok işimize yaradı. 1961’de, Kopenhag’da yaptığımız büyük uluslararası ibadette 30’u aşkın ülkeden gelen delegeleri ağırladık ve 33.513 kişilik bir doruğa eriştik. 1969’da, İskandinavya’daki uluslararası ibadetlerin en büyüğüne ev sahipliği yaptık ve orada doruk olarak 42.073 kişi hazır bulundu!

1963’te, Gilead’ın 38. dönemine davet edildim. Bu, özellikle büro personelini eğitmek için tasarlanan ve onların ihtiyaçlarına uyarlanan on aylık bir kurstu. Brooklyn Beytel ailesiyle tekrar birlikte olmak ve uzun yıllar merkez büroların faaliyetleriyle meşgul olanların deneyimlerinden yararlanmak başlı başına bir zevkti.

Bu eğitim kursundan sonra, işime devam etmek üzere Danimarka’ya döndüm. Oradaki sorumluluklarımın yanı sıra, mıntıka nazırı olarak hizmet etme ayrıcalığına da sahip olmuştum. Batı ve Kuzey Avrupa’daki büroları ziyaret ediyor, oralarda çalışanlara teşvikte bulunuyor, sorumluluklarını yerine getirebilmelerine yardım ediyordum. Geçenlerde bu iş için Batı Afrika’ya ve Karayipler’e gittim.

1970’li yılların sonlarında, Danimarka’daki kardeşler çeviri ve basım faaliyetini artırmak için, daha büyük bir binanın inşa edilebileceği bir yer aramaya başladılar. Kopenhag’ın 60 kilometre batısında güzel bir yer vardı. Ben diğer kardeşlerle birlikte bu yeni binanın plan ve projesinde çalıştım. Julia’yla ikimiz, Beytel ailesiyle birlikte bu güzel yeni evde yaşayacağımızı umuyorduk. Ama olaylar bu yönde gelişmedi.

Tekrar Brooklyn’e

Kasım 1980’de, Julia’yla Brooklyn’deki Beytel’de çalışmaya davet edildik. 1981 yılının Ocak ayının başında Brooklyn’e geldik. O sırada 60 yaşına yaklaşıyorduk ve ömrümüzün neredeyse yarısını Danimarka’daki sevgili kardeşlerimizle birlikte geçirdikten sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne dönmek bizim için hiç de kolay olmadı. Ama yine de, tercih ettiğimiz yer üzerinde durmaktansa, dikkatimizi yeni görevlerimiz ve bunların yaratabileceği zorluklar üzerinde toplamaya çalıştık.

Brooklyn’e geldik ve oraya yerleştik. Julia muhasebe ofisine tayin edildi; zaten Danimarka’da da aynı işi yapmıştı. Ben de yayınlarımızın hazırlık aşamasındaki işlere yardımcı olmak üzere Yazı Departmanına tayin edildim. 1980’li yılların başı Brooklyn’deki çalışmalarımızda değişikliğin yapıldığı bir zamandı. Daktilo ve sıcak dizgi makinesi kullanmayı bırakıp bilgisayara ve ofset baskıya geçtik. Bilgisayar konusunda hiç bilgim yoktu, ama organizasyon yöntemleri ve insanlarla çalışmak konusunda bir şeyler biliyordum.

Bundan kısa bir zaman sonra, tam renkli ofset baskıya geçmemiz, renkli resim ve fotoğraflar kullanmaya başlamamızla, Resim Departmanını daha iyi bir düzene sokma gereksinimi doğdu. Ressamlıkta hiç deneyimli değilsem de, departmanın düzene sokulmasına yardım ettim. Böylece, dokuz yıl o departmanın sorumlusu olarak çalıştım.

1992’de, Yönetim Kurulunun Yayımlama Heyetine yardımcı tayin edildim ve Mali İşler Ofisine geçtim. Hâlâ bu büroda çalışıyor ve Yehova’nın Şahitlerinin mali işlerine bakıyorum.

Çocukluğumdan Beri Sürdürdüğüm Hizmet

Yehova, çocukluğumdan beri ve hizmetine adadığım 70 yıl boyunca, Sözü olan Mukaddes Kitap ve harika teşkilatındaki yardımsever kardeşler aracılığıyla beni sabırla eğitti. Hayatımın 63 yılından fazlasını dolgun vakitli hizmette geçirdim. Bu sürenin 55 yılından fazlasında vefalı eşim Julia’yla birlikte hizmet ettim. Yehova’nın beni gerçekten bol bol ödüllendirdiğini hissediyorum.

1940 yılında, öncülüğe başlamak üzere evden ayrılmaya karar verdiğimde, babam benimle eğlenip şunları söylemişti: “Bak evlat, bu işi yapmak için evden ayrılırsan, dönüp benden yardım isteyebileceğini sanma.” Aradan uzun yıllar geçti ama ben bunu hiçbir zaman yapmadım. Yehova ihtiyaçlarımı cömertçe karşıladı, çoğu kez bunu yardımsever kardeşler aracılığıyla yaptı. Zamanla, babam da işimize saygı gösterdi ve 1972 yılında ölmeden önce, Mukaddes Kitap hakikati hakkında biraz bilgi edindi. Gökte yaşama ümidi besleyen annem ise, 1985’te 102 yaşında ölünceye dek, Yehova’ya sadakatle hizmet etti.

Dolgun vakitli hizmette sorunlarla karşılaştıysak da, Julia’yla görevimizi bırakmayı asla düşünmedik. Yehova bu kararımızda bizi her zaman destekledi. Annem ve babam yaşlandıklarında, ablam Victoria Marlin bakımlarını üstlenip onlara sevgiyle baktı. Dolgun vakitli hizmetimize devam edebilmemize yardımcı olan ablama sevgiyle yaptığı yardımlarından ötürü çok müteşekkiriz.

Julia, bütün görevlerimizde beni vefayla destekledi ve bunu Yehova’ya yaptığı vakfın bir gereği olarak gördü. Bense şimdi 80 yaşında ve bazı sağlık sorunları olan biriysem de, Yehova tarafından bol bol ödüllendirildiğimi hissediyorum. Mezmur yazarı, Tanrı’nın, kendisini çocukluğundan beri eğittiğini söylemiş, sonra da yaşlandığında O’nun kudretini gelecek nesle anlatana dek kendisini bırakmaması için yakarmıştı. Bu benim için çok teşvik edici bir örnektir!—Mezmur 71:17, 18.

[Dipnot]

^ p. 12 Warren, yıllarca Yehova’nın Şahitlerinin Yönetim Kurulu üyesi olarak hizmet eden Milton Henschel’ın ağabeyiydi.

[Sayfa 20’deki resim]

1940’ta öncülüğe başladığım sırada annemle birlikte

[Sayfa 21’deki resim]

Öncü arkadaşlarım Joe ve Margaret Hart’la birlikte

[Sayfa 23’teki resim]

Ocak 1948’de, düğünümüzde

[Sayfa 23’teki resim]

1953’te Gilead’daki sınıf arkadaşlarımız. Soldan sağa: Don ve Virginia Ward, Geertruida Stegenga, Julia ve ben

[Sayfa 23’teki resim]

1961’de, Kopenhag’da (Danimarka) Frederick W. Franz ve Nathan H. Knorr’la birlikte

[Sayfa 25’teki resim]

Bugün Julia ve ben