DÜNYA ÇAPINDAKİ DUYURU VE ÖĞRETİM İŞİ
Asya ve Ortadoğu
-
ÜLKE VE BÖLGE 47
-
NÜFUS 4.282.178.221
-
MÜJDECİ 674.011
-
KUTSAL KİTAP TETKİKİ 672.318
Hem Sağır Dilsiz Hem de Kör Bir Adama Yardım Ediliyor
1999 yılında, Japonya’nın Kobe şehrindeki işaret dili cemaati, Hirofumi adında sağır bir adam olduğu haberini aldı. Bir birader Hirofumi’yi ziyaret etmek istedi ve evine gitti, ancak adamın annesi biraderin onu görmesine izin vermedi. Birader tekrar tekrar gittikten ve annesine Hirofumi’yi görmek için adeta yalvardıktan sonra,
annesi onu kapıya getirdi. Hirofumi’nin saçı sakalı birbirine karışmış haldeydi. Sanki yıllardır ıssız bir adada mahsur kalmıştı. Yüzünde ise donuk bir ifade vardı. Hirofumi sadece sağır değil, aynı zamanda kördü. Birader onu görünce çok şaşırdı ama sonra elini tutarak işaret diliyle onunla iletişim kurmayı denedi. Fakat o hiç tepki vermedi. Hirofumi on yıl önce, yani 31 yaşında görme yetisini kaybetmişti. O zamandan beri insanlardan uzak yaşıyordu ve kimseyle iletişim kurmamıştı.Birader iki gün sonra evlerine tekrar gitti. Hirofumi’nin annesi, oğlunun durumunu gördükten sonra biraderin bir daha gelmeyeceğini düşündüğünden buna çok şaşırdı. Birader Hirofumi’yi tekrar görmek istediğini söyledi, annesi de onu kapıya getirdi. Bir ay boyunca onları ziyaret etti ancak Hirofumi hiçbir tepki vermiyordu. Annesi bunun üzerine biradere, artık gelme zahmetinde bulunmamasını söyledi. Birader yine de gitmeye devam etti. Giderken yanında kek götürüyordu ve onlarla ilgilendiğini göstermek için elinden geleni yapıyordu. İki ay daha geçmesine rağmen Hirofumi hâlâ tepki vermiyordu. Birader artık yaptıklarının hiçbir işe yaramadığını düşünmeye başlamıştı.
Birader, Hirofumi’yi son bir kez daha ziyaret etmeye karar verdi. Gitmeden önce, onu ziyaret etmeyi sürdürüp sürdürmemeye karar verebilmek için Yehova’dan yardım istedi. Evlerine geldiğinde Hirofumi’nin ellerini tuttu ve ona işaretlerle şunları anlattı: ‘İsmi Yehova
olan bir Tanrı var, O seni gökten sürekli izliyor ve çektiğin acıyı herkesten daha iyi anlıyor. Yehova seninle ilgileniyor ve seni çektiğin acılardan kurtarmak istiyor. Bu yüzden Şahitlerinden birini sana gönderdi.’ Hirofumi başta hiç tepki vermedi, ama sonra anladığını göstermek için kararlı bir şekilde biraderle tokalaştı ve o anda yanağından bir damla yaş süzüldü. Birader bunu görünce çok duygulandı ve onunla birlikte ağladı. Hirofumi Kutsal Kitabı incelemeye başladı.11 yıl süren incelemenin ardından Hirofumi uzun mesafeler kat ederek gittiği işaret dili cemaati yerine yerel cemaate katılmaya başladı. Bu cemaatte hiç kimse işaret dili bilmiyordu ama 18 ay içinde Hirofumi’ye
yardım edebilmek için 22 kardeş işaret dili öğrendi. Hirofumi Ocak 2012’de işaretlerini tercüme eden birinin yardımıyla Vaizlik İbadetindeki ilk görevini yerine getirdi. Aynı yılın Ekim ayında da vaftiz edilmemiş bir müjdeci oldu.Güvenlik Görevlileriyle Kutsal Kitabı İnceliyor
Filipinler’de öncülük yapan Floren ayda ortalama 25 Kutsal Kitap tetkiki idare ediyor. Bu kişilerin çoğu güvenlik görevlisi. Onlar genellikle akşamları, bazıları ise bütün gece çalışıyor. Bu yüzden Floren’in esnek davranması gerekiyor. O, güvenlik görevlilerinin iş yerlerine gidiyor ve molalarında ya da işlerini engellemeyecek uygun zamanlarda onlarla inceleme yapıyor. Bazı tetkiklerini akşam 7 ile 11 arasında, bazılarını ise sabah 5 ile 9 arasında yapıyor. Bazen de vardiya değişiminden önce oraya gidiyor, böylece işlerine başlamadan önce ya da işlerini bitirdikten sonra bu kişilerle inceleme yapabiliyor. Floren şöyle diyor: “Bu kadar çok tetkik idare etmek bana daha önce hiç tatmadığım bir sevinç veriyor.” Bu güvenlik görevlilerinden bazıları şu anda ibadetlere katılıyor. Onlardan biri ise vaftiz edildi ve daimi öncü olarak hizmet ediyor.
Tehlikeyi Göze Aldılar
Ermenistan’da yağmurlu bir günde iki hemşire hizmetteyken sokakta bir anne kız gördü ve onlara broşür sundu. İsmi Marusya olan bu kadın, hemşirelere Yehova’nın Şahitleriyle karşılaşma umuduyla kızı Yeva’yla birlikte iki saat boyunca yağmurda beklediklerini söyledi. Marusya’nın ağabeyi hapishanedeyken tarafsızlıkları nedeniyle orada bulunan biraderlerden hakikati öğrenmişti. Marusya ağabeyinin hapisten daha sert
ve agresif biri olarak çıkacağını düşünüyordu. Oysa o daha sakin ve dengeli biri haline gelmişti. Şahitlerle görüşmeye devam ettikçe hayatında daha fazla değişiklik yaptı. Marusya ve kızı bu olanlara bir anlam verememişti. Çünkü onlar sokaklardaki posterlerde ve televizyon programlarında Yehova’nın Şahitleri hakkında sürekli olumsuz şeyler görüyorlardı. Yeva şöyle düşündü: “Dayım şu an harika biri. Neden Yehova’nın Şahitleri hakkında bu kadar olumsuz konuşuluyor?” Bu sorunun cevabını bulmaya kararlı olan Yeva annesine şöyle dedi: “Tehlikeyi göze almadan bu insanlar hakkındaki gerçeği asla öğrenemeyeceğiz. Hadi çıkıp Yehova’nın Şahitlerini bulalım ve kafamızdaki soru işaretlerinden kurtulalım.” Onlar Şahitleri aramaya çıktıkları gün hemşirelerle karşılaştılar. İki gün sonra bu anne kız Kutsal Kitabı incelemeye başladı. Ayrıca ibadetlere katılmaya başladılar ve vaftiz edilmemiş bir müjdeci olmaya yeterli hale geldiler.Dergileri Çocuklar Getirmiş
Türkiye’nin Adana şehrinde, hem kişisel olarak hem de aile içinde ciddi problemler yaşayan, hatta intihar etmeyi düşünen bir kadın kapısının önünde iki dergimizi buldu. Görünüşe göre mahalledeki çocuklar bu dergileri yerde bulmuş ve kadına ait olduğunu düşündükleri için kapısına bırakmışlardı. Kadın dergilerde okuduğu yaşam öykülerinden çok etkilendi ve kendi hayatının da böyle değişmesini istedi. Dergideki telefon numarasını aradı. Ardından yakınlarda oturan öncü bir hemşireyle irtibata geçti ve Kutsal Kitabı incelemeye başladı. Öğrendikleri bu kadının çok hoşuna gitti ve ibadetlere katılmak istediğini söyledi. Sonradan
evinin İbadet Salonuna çok yakın olduğu anlaşıldı. O günden beri ibadetlere katılmaya devam ediyor.Hapiste Geçirdiği On Gün Fikrini Değiştirmedi
Nepal’de polis olan ve düzenli olarak kiliseye giden Bam, görev başındayken sokakta özel öncü bir çiftle karşılaştı. Sorduğu her soruya Kutsal Kitaptan cevap vermeleri onu çok etkiledi. Onlarla Kutsal Kitabı incelemeyi kabul etti ve kısa süre sonra ibadetlere katılmaya başladı. Tetkiki ilerledikçe, yaptığı iş yüzünden vicdanı rahatsız oldu. Bu yüzden amirlerine ofis işi yapmak istediğini söyledi, böylece silah taşımak zorunda kalmayacaktı. Amirleri bunu kabul etti. Bam bir bölge ibadetine katıldıktan sonra vicdanı yine rahatsız olmaya başladı ve polis teşkilatından tamamen ayrılmaya karar verdi.
Bam’ın bu kararı karısının hiç hoşuna gitmedi, çünkü polisler toplumda saygı görüyordu ve bu meslek yüksek bir gelir, ayrıcalıklar ve iyi bir emekli maaşı anlamına geliyordu. Bam’ın karısı onun fikrini değiştirmek için şöyle bir teklifte bulundu: “Polis teşkilatında kalırsan ben de Şahitlerle Kutsal Kitabı incelerim.” Bu teklifi işe yaramayınca Bam’ın komiserini onu hapse atması için ikna etti, bunun Bam’ın fikrini değiştireceğini umuyordu. Bam hapiste on gün kaldıktan sonra serbest bırakıldı ama farklı bir işte çalışma kararından hâlâ vazgeçmemişti. Bisiklet taksiciliği yapmaya başladı; bu, yakıcı güneşin altında saatler boyunca pedal çevirmesi anlamına geliyordu. Bu zorluklara rağmen Bam mutluydu. Ruhen ilerlemeye devam etti ve müjdeci oldu. Zamanla karısının muhalefeti azaldı. Cemaatteki kardeşlerin iyi davranışları sayesinde o da Kutsal
Kitabı incelemeye başladı. Bam ailesinin maddi ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyor, hatta polisken kazandığından daha çok para kazanıyor. 2013’ün Şubat ayında bir büyük ibadette vaftiz edildi ve artık karısıyla oğlu da onunla birlikte ibadetlere katılıyor.Öncü Yardımcısı Olmak İstedi
Kore’de yaşayan Myeong-hee hemşirenin iki yaşında geçirdiği felç yüzünden bir bacağında sorun var. Bu nedenle çok kolay yoruluyor ve bazen de düşüyor. Aynı zamanda sık sık panik atak yaşıyor ve kullandığı ilaçların yan etkileriyle mücadele ediyor. Myeong-hee nefes almakta zorlanıyor, hissettiği korku ve endişe de acı çekmesine yol açıyor. Bütün bu sorunlara rağmen Myeong-hee öncü yardımcısı olmak istedi ve geçtiğimiz iki yıl boyunca neredeyse her ay öncü yardımcılığı yaptı. Hizmetini yerine getirme gücü verdiği için Yehova’ya teşekkür ediyor.
“30 Yıldır Bunu Arıyordum!”
Endonezya’da görevli vaiz olan Agnes, pazarda sebze satan orta yaşlı hamile bir kadına şahitlikte bulunuyordu. Kadın, dergilerimizi okumayı ve yoğun olmadığı zamanlarda Kutsal Kitap hakkında sohbet etmeyi çok seviyordu. Bir gün Agnes kadını ziyaret etmek için pazara gitti ama kadın orada değildi. Kadının kocası Agnes’e eşinin doğum yaptığını söyledi. Bunun üzerine Agnes onu ziyaret etmeye karar verdi. Mukaddes Kitap Öyküleri kitabını hediye paketi yaparak yanına aldı. Kadın Agnes’in onca yolu onu ve bebeğini görmek için gelmesine çok şaşırdı. Agnes hediyeyi ona verdiğinde ise daha büyük bir şaşkınlık yaşadı. Hediye paketini açınca gözlerine inanamadı ve şöyle dedi: “Bu kitabı nereden buldunuz? 30 yıldır bunu arıyordum! Bütün kitapçılara gittim, herkese sordum. Hiçbir yerde bulamadım, kimse bu kitabı bilmiyor. Başka hiçbir kitap bunun yerini dolduramaz.” Agnes sonradan öğrendi ki, bu kadın küçükken dayısının da Öyküler kitabı varmış ve bu kitabı okumayı çok seviyormuş. O şimdi kitabı tekrar okuyor ve büyük kızı da bu kitabı çok seviyor. Her ikisi de Kutsal Kitabı incelemeye başladı.